BİLMECE GİBİ ŞİİR
Hep sonrasına baktı
Baktı, amma velâkin kılını
kıpırdatmadı
Geçmişi bırakmadı, geleceğe
başlamadı
Hep yerinde saydı, hep
yerinde saydı.
BİLMECE GİBİ ŞİİR
Hep sonrasına baktı
Baktı, amma velâkin kılını
kıpırdatmadı
Geçmişi bırakmadı, geleceğe
başlamadı
Hep yerinde saydı, hep
yerinde saydı.
SON
PİŞMANLIK
Çok şaşırdı,
çok da sevindi
Olmuş armut
gibi eline düştü sandı
Keşke, bu işte bir iş de olabilir deseydi
Deseydi ve
düşünseydi de oltaya düşmeseydi.
BİR BABANIN HİKÂYESİ
Mutsuz gibi idi
Amacına erişemiyordu bir türlü
Dertleşmeye ihtiyacı vardı,
Gafur'u denk geldi, altı yaşındaydı Gafur, anlattı
Ukala çocuk; babası yaşındaki adama dedi:
“Metotun yanlış olmasın emmi?”
Sıfırlandı moral adamda,
Ne parkta oturabildi her zaman olduğu gibi
Ne de bir şey içebildi bir yerde
Patlayacak biri de denk gelmeyince yolda
Eve gitmek kaçınılmaz oldu.
Anahtarla açtı kapıyı girdi içeriye baba
Hanım mutfaktaydı, hol ışığı yanık
Salonda televizyon, kendi oynar kendi seyreder
Oğlanın odasındaki tüm ampuller görev başında
Oğlan teftişe gitmiş olsa gerek, yok ortada
Kız uykuda, bilgisayar mesaide
La havle çekerek ceketini çıkartırken salonda baba
Elektrik faturasını gördü masada
Aldı baktı geçen ayınkinden değildi çok
Vaziyet bu iken
Az evvelki yaşlı kadın geldi gözlerinin önüne
Otobüs durağında
Kucağında engelli bir delikanlı
Hastaneden çıkmıştı bekliyordu bir otobüs
Cebinde evine gidecek bir taksi parası vardı belki de
O parayla o beş kuruşun hesabını yaparak
Belli bir süre geçinmek zorundaydı.
Anlamsız bir keyifsizlik vardı adamda
Keyfi iyice kaçtı anımsayınca duraktaki o kadını
Son damla bardaktaydı
Bardak doluydu
Kaçınılmazdı taşması...
Yıkıp dökmeden
Tamiri imkânsız adımlar atmadan
Vurmalıydı yumruğunu masaya...
İlk adımı atmak sonuca erişmekten daha zordur.
Sen seni bil sen seni,
Sen seni bilmezsen
Keser döner sap döner
Gün gelir hesap döner misali
Topladı tüm faturaları
Topladı tüm aileyi
Ailenin bir arada olduğu bir günde
Oğluna kızına sen sen demedi
Baktı karısının gözleri içine
Kızım sana söylüyorum
Gelinim sen anla misali
Bu faturalar düşecek dedi,
Kızına döndü:
Bu sene bu okul bitecek dedi
Oğluna döndü kükredi:
Yarından tezi yok
Akşam yemeğinde sofrada olacaksın...
Zaman zaman hep derdi adamcağız bunları
Belki gönlü bunu isterdi,
Tamam tamam merak etme dedi karısı
Bitecek babacığım dedi kız
Dışarının yemekleri pek iyi olmuyor zaten dedi oğlan
Adam, söyleyeceklerini söyledi, kalktı masadan
Kadın, bu adam da her gün çekilmez oluyor dedi,
Bu demekti ki çocukların gözünde:
Bakmayın bu adamın dediklerine.
AŞKIN IRGATI
Aşkın ırgatı
olmuşsun
Ebetteki ki pır
pır atacak yüreğin
Dudaklarından
dizeler dökülecek
Kendini şair
sanacaksın
Tırpan
olacaksın
Her söz
diken olacak sana
Sorgulamadan biçeceksin
Sessiz gecelerde imtihandasın
Kimler geçmemiş ki bu sınavdan
Sıra sende, nasıl
olacak deme sakın
Bir tutam sevgi ile sarmaş dolaşsın
ALKIŞ
Mesele
güle güle demek değildi
geçmişe
Mesele
geleceğe hoş geldin demekti
Yarınları
hoş etmekti
Dedi ve
etti…
Bize de,
alnından öpüp alkışlamak kaldı,
Biz de öyle
yaptık.
Eyvallah!
ZİNCİR
ZİNCİR AKTI GÖKYÜZÜ
Zincir zincir aktı gökyüzü
Yer gök
irkildi titredi dağ taş
Leylaklar da
kucak açtı sakin
Çağrıda
bulundular hep bir ağızdan
Gökyüzü zincir zincir akarken
Saç telleri dile geldi, döküldü gözyaşları
Umut oldu her damla, leylaklara da el salladı
Leylaklar gülümsedi zincir oldu.
TEPETAKLAK OLMAK
Aklıselim davranmayınca
Nasihatleri de kulak ardı edince
Korktuğumuz başına geldi
Tepetaklak oldu, yazık oldu!
BAK
DA GÖR
Seksenlik altı adam
Hepsi
de şen şakrak
Seksek
oynuyorlar bak
Bak
gör yaşama küsen sen
BEŞİKTAŞ
Kara kartal
demişler
Gönül
vermişler
Siyah-Beyaz
‘ı görenler
SIR
Bilirdi tüm sırlarını en
özelinden dostunun
Gün geldi, olmaz denilen
oldu, çıkarlar çatıştı
Dostluk bozuldu, kin burudü
gözlerini sırdaşın
Arkadaşının tim kirli
çamaşırlarını ortaya döktü
Boşa dememiş diyen,
Söylenecek sır var
söylenmeyecek sır var.
AĞLANACAK HALİMİZE GÜLERİZ
Hoşça kal ciğerim, Allahaısmarladık, dedim
Bye-bye (bay bay) demek için açtıysa da ağzını
Asılan çehremi görünce belki korktu
Belki Türk olduğunu anımsadı,
Güle güle, dedi.
Aklıma geldi celallendim gene bak
Dün de züppenin, sözüm meclisten dışarı, merci (mersi) diyecek olmuştu ama
Çatınca kaşlarımı ben, vaz geçti Fransızlaşmaktan
Gönül borcunu ödemek için
Teşekkür etti, sağ ol dedi.
“Yaşa” yı “ yaşasın”ı unuttu çocuklar
İspanyolmuş gibi varsa “ole” yoksa “ole”;
Birde tamam yerine, oldu yerine
Öyle bir “ okey” demeye başladı ki gençler
Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık…
Eşin yerini de partner almaya başladı neden bilmem
Televizyonlarda varsa partner yoksa partner,
Partner aşağı partner yukarı
… Efendim, niye mi gülüyorum?
Biz böyleyiz,
Ağlanacak halimize güleriz…
EFENDİM
Her gün “on” dedi
Bir oldu
İki oldu
Üç ile dört de oldu
Dörtte bir oldu
Beş de on oldu
Devamı geldi de gelmedi de
Altıda altı
Yedi de yedi
Sekiz de sekiz
Dokuz da dokuz
Oldu da olmadı da
Onda yedi oldu
Devamı geldi
İyi oldu
SUSMAK İYİ
GELDİ
Biri
Bir şiir yazıver
dedi birine
Bir şiir
yazdı o biri
Bir şiir yaz
diyen
Tenkit
etmeye başladı şiiri
Nezaket
kurallarını da aştı
Çizmeyi de geçti
Şiiri yazan
dedi
Ben mi
istedim şiir yazmayı
Şiir yazan
köpürdü birden
Ben çizmeyi
aşamam
Haddimi aşıp
şiir yazamam deseydin dedi
Şiiri yazan hem
suçlu hem güçlü dedi sustu
Şiir yazan
da ayıp ettik dedi sükut eyledi
Sudan bir
sebepten ötürü uzasaydı tartışma
Felaket
kapıdaydı beki de
Susmak
ikisine de iyi geldi.
HODRİ MEYDAN
UKALA
İşte söz
işte saz, işte nota
İşte boya
Sanata/sanatçıya
dudak büken sen
Haydi, bestele bir türkü ya da
Çiziver bir
resim de görelim
GÜVEN KAYBI
Demeseydi
Yarın
12.30’dan sonra oradayım bekle beni
Sorun
olmayacaktı
Gitmedi,
haber de vermedi
Kendisi
kaybetti