24 Haziran 2012 Pazar

HEYHAT

Yazık, hercai menekşelerle
Boyandı gözleri
Oysa herkese o verirdi aklı
Nerede hengâme
Orada hazır olurdu o
Kitabi sözler boldu onda
Ağzından da bal akardı mübareğin
Fiziğiyle de etkilerdi herkesi
Antitezleri de boldu ama
Ne oldu oldu, o
Hercai menekşelere fit oldu.


23 Haziran 2012 Cumartesi

SÖZCÜKLERLE DANS

Dans etmeye geleceğim evinize
Sözcüklerle dans etmeye
Bir kolumda herkesçe bilinen bir kelime
Bir kolumda bilmem hangi lügatin
Hangi sayfasının hangi satırına
Hangi gerekçe ile terk ediliveren olacak.
Gerçek anlamlılarla vals edeceğim,
Yan anlamlılarla kamaştıracağım gözlerinizi
Karşıtları kaynaştıracağım karşınızda
Anlamdaşlarını verebilirseniz sizden alacağım
Sesteşleri kitapların sararan  yapraklarından.
Belleğime katacağım her söz
Yenileyecek her hücremi daha canlı dans için;
Her koyun kendi bacağından asılırmış
Sen yüz kelime ile sarmaş dolaş olabilirsin hanende
Ama beni bana bırak
Binlercesi ile halay çekeyim, horon tepeyim.

22 Haziran 2012 Cuma


 GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE

Hoşça kal ciğerim, Allaha ısmarladık,  dedim
Bay bay ( bye-bye) demek için açtıysa da ağzını
Asılan çehremi görünce,  belki korktu
Belki Türk olduğunu anımsadı,  belki de Türkçeden utandı
“Baaay “ çirkinliğinden vazgeçti; güle güle ciğerim,  Allaha emanet, dedi.

Aklıma geldi celallendim gene bak
Dün de o malum kişi gene, mersi (merci)  diyecek olmuştu amma
Çatınca kaşlarımı ben,  vazgeçti Fransızlaşmaktan (!)
Gönül borcunu ödemek için
Teşekkür etti;  sağ ol, dedi güzelleşti.


“Yaşa” yı  “ yaşasın”ı unuttu çocuklar
Türk değil de İspanyol’muş gibi her biri,  varsa “ole” yoksa “ole”
Bir de” tamam ya da oldu” yerine en basiti ile
Öyle bir  “ okey” demeye başladı ki bazıları
Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık…

Eşin yerini de partner almaya başladı neden bilmem
Televizyonlarda varsa partner yoksa partner,
Kerli ferli insanların ağzında
Partner aşağı partner yukarı
Sanırsınız ki partner  “ Bulunmaz Bursa kumaşı”

… Efendim,  niye mi gülüyorum?

Biz böyleyiz,
Ağlanacak halimize güleriz.







20 Haziran 2012 Çarşamba

ŞİİR VE ŞAİR ÜZERİNE BİR MÜTALAA

Sır dolu bir dünya mı şiir
Yoksa gerçeği yansıtan bir ayna mı?

Her okuyan kendine özgü bir mana mı çıkartmalı bir şiirden
Yoksa şiir, okuyanı yok mu etmeli kendinde

Kelimeler mi nüfuz etmeli şiire
Şiir mi ayrışmalı kelimelerden

 Sahi,
 Hayal dünyası ile mi sarmaş dolaş olmalı şiir
 Okurla mı yoksa şairle mi kucaklaşmalı

Şiiri özgür mü bırakmalı da
Şaire mi ket vurmalı,
Yoksa kelimelerin önüne set kurup
Seti aşan kelimelerden şiir mi oluşturmalı

Şiir mi kendini yazanda güzel duygular uyandırmalı
Yoksa okuyan mı şiirden haz almalı

Sahi
Şairin bol olduğu bir ülkede şiir fukarası mı olmalı
Yoksa yoksa
Şiirin bol olduğu bir ülkede bir şair mi olmalı?