22 Mayıs 2015 Cuma

DORU AT

Doru bir at oldu özlemim hep
Nice sıkıntılara katlandım onun için
Nice nice sabırlar çektim
Öfke ile çok kalktımsa da
Hakim oldum kendime
Dolu bir ata sahip olmaktı muradım
Öfke ile kalkarsam zarar ile oturacaktım
Hayal olacaktı belki o doru at
Emek vermeden olur mu doru at dedim
Sıkıntılara göğüs gerdim,
Meyvesini toplamadım sabrın dersen nankörlük olacak
Nankörlük etme diyenlere

Bir gün bir teneffüste görmüştüm onu, âşık olmuştum
Yedi yaşında ya vardım ya yoktum
Onun özlemi ile yandım tutuştum
Bir amacın olsun demişti ölmeden üç gün önce dedem
Vasiyetini başım üstüne ettim
Dedim, ben doru ata erişmeliyim

Çamurlu yollardan geçtim kirletmedim üzerimi
Gözlerimdeki feri de doru at özlemini de yitirmedim hiç
Nice kez sendelediysem de kapaklanmadım yere kalkmamak üzere
Henüz yaşım ne ki, dün oldu daha seksen iki
O doru at aşkı hala içimde
Onun için ayaktayım ben
Seni teneşir paklar artık diyenlere inat
Önce, doru atımı göreceğim
Sonrası Allah kerim.

20 Mayıs 2015 Çarşamba


HECE ÖLÇÜSÜ İLE ŞİİR

Lamı cimi yokmuş mazeret istemezmiş hoca
Hece ölçüsü milli ölçümüzmüş, mademki soyunmuşuz
Mademki soyunmuşuz şairliğe, bir dörtlük olsun
İster 7’ lik ister 14’lük belki 18 lik döktürecekmişiz...
Hece ölçüsü ile bir şiir yazmalıymışım ki önce
Yazdıklarımı nazari dikkate almalıymış...
Ukala diyeceğim şimdi yakışmaz bize, barajmış...

Sevmem kalıbı ayıp değil ya,
Şiir için mi gireceğim kalıba,
Ben bir sanatçıysam;
Özgür olmalıyım;
Dilediğimi dilediğim gibi yazmalıyım...
Anlattım hocaya ve ekledim
Hoca,
Sanatta sınır olmaz diyen sen değil miydin?
Sen değil miydin yazın özgürce, çizin içinizden geldiğince diyen.


Şiiri es geçti
Hocam ile hoca arasındaki farktan bahsetti,
Sen ile siz arasındaki farktan
Renkten renge girdim, yeni renkler de ürettim belki
Hocam dedim yanlış anladınız beni, özür dilerim
Ben öyle anladım dedi;
İçini okuyamam ki ben, sözünü okurum yazını okurum;
Hoca ile hocam arasındaki farkı anlatamamışsam sana
Bu defteri kapatmam gerek.

Etekler tutuştu bende
Hocam dedim pireyi deve yaptınız
Ben Hanya diyorum siz Konya’dan bahsediyorsunuz
İyelik ekini kullanmadık diye reva mı bu kadar fırça bize
Ha sen ha siz ne fark eder ki
Yıktınız perdeyi eylediniz viran
Vurduğunuz yerde gül bitiyor da, ya dikenler...

Alkıştan inliyor yer gök bakın
Gözlerim dolu dolu, şu simada Emine Hoca, bu simada Muallim Murat
Ayakta herkes, alanımın duayeniymişim, estagfurullah
Öğretmenlerimizin eseriyiz, eyvallah...