27 Ekim 2015 Salı


BESTELİ TÜRKÜ

Gün oldu devran döndü
Külah öne düştü
Sildi günahını
Yazdı sevabımı
Dünü geçti
Yarınları seçti.

Her sabah her akşam; sordu soruyu:
“Bugün ne yapacaksın bugün ne yaptın?”

Hatır sordu hatırı soruldu
Yüzler güldürdü şen oldu gönlü.

Aşama aşama aştı yolları
Doldurdu heybesini tuttu yükünü

Bir eli verdi öteki bilmedi
Hep bana hep bana diyenler nerede şimdi?

17 Ekim 2015 Cumartesi

SÖZÜN BİTTİĞİ AN!

“ Sen bunu istiyor musun?” dedi sorunu dinleyen
“ İstiyorum!” dedi anlatan.
— Ne yapıyorsun bu konuda?
— Hiç!
İşte, sözün bittiği an.

9 Ekim 2015 Cuma

MUAMMA

Gıdım gıdım mı geldi gümbür gümbür mü?
Yoksa gitti mi idi geldiği gibi
Hülya ile
Rüya ile
Ütopya mıydı sevgi miydi o sahi
Ümit mi idi idare lambası ile örtüştürülen ne
Halıya yansıyan el emeği mi olacaktı
Onun sevgisi
“Gergef ile işlenen bir mucize mi?”
Yoksa
Mucize geri gidip gözler kopuzu düşleyerek
Bağlamanın tellerinden tezene ile
Birilerini alıp diyar diyar gezdirecek name miydi?
Dolu altında şemsiyesiz dolaşan derviş
Nobel ödüllü yazarı okurken
Kısa saplı bağlama sesi
Uzun saplı bağlama sesini mi aratacaktı
Yoksa geçmişe yolculuk yapıp bir ati mi yaratacaktı def
Yanıtsız sualler keyiflendirecek miydi onu hala
Yoksa teşbihte hata arayıp
Tövbe yarabbi diyene
Klasik müzik mi çalacaktı
Yüreği…

3 Ekim 2015 Cumartesi


NASİP

Nasıl oldu kendi de şaşırdı
Bir anda tökezledi
Elindeki döner ekmek düştü yere
Buz kesti hadise onu
Nasıl da iştahlanmıştı
İlk ısırık için akıyordu ağzının suyu
Bir de değil iki ayran almıştı
Ne de güzel giderdi döner ekmekle ayran.

Hiddetlendi,
Alıp kenara bile koymadan döner ekli ekmeği
Söylendi yürüdü
Bir adım üç adım beş adım derken
Hâkim olamadı kendine
Dönüp bakmak istedi bir kez daha döner ekmeğine

Ve döndü baktı,
Tüyleri diken diken oldu, suratı bir hoş oldu
Bir deri bir kemik kalmış bir köpek
Döner ekmeğini yiyordu.