30 Aralık 2013 Pazartesi

ÖNÜMÜZDEKİ YILBAŞINA BAKACAK ARTIK

Aylardır
Erteledi pek çok şeyi o güne ve de o geceye
Bomba gibi başlayacaktı ayın birine
Tertemiz bir sayfa açacaktı kendisine
Başlamak bitirmenin yarısıymış da
Bir de başlarsa dört başı mamur
Yeme de yanında yat olacaktı
Ki o öyle yapacaktı…
Onun için ötelememiş miydi sanki pek çok şeyi
Ayın biri ile birlikte yepyeni bir âdem olacaktı
Yeni yılla yeni kararlar ve de ak günlerle yelken açacaktı
Karınca gibi de olacaktı artık, herkese de maşallah dedirtecekti
Nasıl başlarsan öyle gider dememişler mi zaten
Fevkaladenin de fevkinde başlayacaktı yeni yıla
Aylardır bu heyecanla
Tertemiz bir sayfa açmak için yaşama, yaşadı
Bu heyecanla sabaha kadar eğlendi(!) o malum gecede
Tıka basa yedi tıksırıncaya kadar içti
Göbekler attı dans etti
Puslu havayı seven kurtlar da yanına yanaştı uyanmadı
1 Ocak’a bomba gibi başlayacaktı ya
Yarınlarda o geceden ne hatırlayacak bilinmez amma
Günlerce kendine gelemedi
O gecenin sonrasında
Sözün özü kötü başladı yıla
Önümüzdeki yılbaşına bakacak artık.

25 Kasım 2013 Pazartesi

LEBLEBİ ÇEKİRDEK

Tanışık değildim amma
Dedi biri
“Bana yardım edebilir siniz acaba?”
İnsanız
Buyur ettik “söyle” dedik
Anlattı
Komik olmasın diye
Söylemedin derdini amma
Onun için dağlar kadardı belli
Gülmedim, gülümsemedim, söylediklerine
Dalga geçmiyorsun demek aklımdan geçmedi
Madem komik sorun onun için dertti
Paylaştım düşündüklerimi
Derdini ciddiye alıp halletmek
Benim için leblebi çekirdekti
Hallettim
Teşekkür etti
Mutlu oldum…

12 Kasım 2013 Salı


NASİHAT DİNLEYEN ADAM

Baktım, herkes ona nasihat ediyor
Tesadüf olsa gerek bu dedim
Göz hapsine aldım, saptatım
Tesadüf değil bir hakikatti şahit olduğum
Hararetli bolca nasihat alıyordu.
Gelen nasihat ediyordu ona
Giden nasihat ediyordu.

Fırsat kolladım,
Sordum bir aralık
Nasihat kabul edilir dükkânı mı açtın,
Bu ne haldir?


Samimi buldu belki
Anladı “deli mi ne deyip gülmeyeceğimi”
Anlattı
Nasihat etmeye insanlar hevesli dedi
Görünüşte yanlış yapıyorum
Sevenler eksik olmasın nasihat ediyorlar bolca
Akıl da veriyorlar…

Boynumu büküp dinliyormuş nasihatleri,
“ Öyle yapmalıyım değil mi ?” diyormuş ara sıra da
Ara sıra da yapıveriyormuş
Akıl verenler de
Nasihat edenler de adam yerine konulduklarından mutlu oluyorlarmış bundan
Onları mutlu ettiği için de o mutlu oluyormuş…

Allah Allah,
Bu da böyle bir cinsmiş işte…

6 Kasım 2013 Çarşamba

HOŞ GÖRDÜK

Üsteledi
Buyurun, dedi
İcabet ettik davete
Bağdaş kurup çöktük mindere
Iraklara gitti düşünceler
Geçmişe çöreklendi
Lahza oldu göz doldu
Lahza oldu, buruşuk eller öpüldü
Özlem kavurdu yüreği yıllar sonra
Pişmanlıklar anımsandı
Rahatlatacak bir bahane gene bulundu
Süzük gözlü canan da geldi usa
Uzun uzun öten horoz da
İki saat boyunca
Tek söz etmedik amma
İyi oldu be
Nostalji yaptık
Yaşamak her şeye rağmen güzeldir dedik
Hoş gördük
Hoş bulduk.

2 Kasım 2013 Cumartesi


ONU GEÇ BUNU GEÇ

Onu geç, bunu geç
Bu ne işime yarayacak
O ne işime yarayacak
İyi de vaktim yok ki mübarek
Sözlerine severdi Derya
Günlerden bir gün
Çok değil
Bir saat müsaade alıp Devran Derya’dan
Derya’nın odasına el attı
Ne eksik ne fazla altmış dakika sonra
Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur
Atalar sözünü kanıtlandı gibi geldi Devran’a amma
Dudak büküp geçti Derya
Ne zaman ki yalnız kaldı
Haklının hakkını verdi…
***

GÜZEL SÖZ: Güzelliğin beş para etmez
Bu bendeki aşk olmasa
“ Âşık Veysel”
***

23 Ekim 2013 Çarşamba

GÜÇLÜ ŞİİR Gücün kadar konuş, dedi/ Güldüm geçti/ Gücün kadar konuş, dedi/ Duymazlığa geldim/ Gücün kadar konuş, dedi/ Git işine dedim/ Gücün kadar konuş, dedi/ Gevezeliğine verdim/ Gücün kadar konuş dedi/ Gezdim, düşündüm/ Gücün kadar konuş dedi/ Git başımdan, yetti, dedim/ Gücün kadar konuş dedi/ Olur, dedim/ Gücün kadar konuş dedi/ Gücümü göstertme bana, dedim/ Gücün kadar konuş dedi,/ Sustum, görmedi/ Gücün kadar konuş dedi/ Gösterdim gücümü/ Kuyruğunu sıkıştırdı gitti/ Gidiş o gidiş./

9 Eylül 2013 Pazartesi

SÖYLEMEDİ SÖYLENDİ Meçhul geldi mutsuz gitti /Hep söylendi hiç söylemedi / Böyle olunca da / Bedbahtlık kaçınılmaz oldu.

10 Haziran 2013 Pazartesi



ESKİ KÖYE YENİ ADET GETİRDİK


Eski köye yeni adet getirdik
Yüksekten atmaya hacet yok
Burun kıvıran da oldu
Kınayan da
Küfür edeni duyamadım yüksek sesle amma
Edenler olmuş, duyurdular

Biliyordum, bekliyordum
Eski köye yeni adet getirince
Elinin tersi ile anında itenler de olacaktı
Gel otur hele bir, nedir bu diyenler de
Alt mehledekiler sürpriz yaptı
Temkinli davrandı
Üst mehledekiler küplere bindi, beklemiyordum doğrusu.
Orta mehledekiler destek oldu.

Ayağım sağladımdı şükür Allah’a
Ütopya değildi sunduğum,
Sordular yanıt verdim,
Mevzu açılırsa anlattım
Çok istediğimi hissettirmedim
Eski köye yeni adet getiriyordum

Testiyi çatlatmamak gerekiyordu


3 Haziran 2013 Pazartesi


                        HEYHEY

                        Heyheyleri tuttu bir kere,
                        Haklı olmak ne değiştirir
                        Alttan almalı
Öfke baldan tatlıymış unutmamalı
Varsın, açsın ağzını yumsun gözünü!

PABUÇ DAMA ATILDI


Gün oldu devran döndü

Pek çok pabuç attım dama düne kadar
Pabucum dama atıldı dün
Bunu kabullenmek lazım belki
Şimdi,
Yeni bir misyon,
Yeni bir vizyon biçmek lazım

Küsüp çökmektense
Kolları sıvamak lazım.

1 Haziran 2013 Cumartesi

MEMNUN OLDUM

Ne bir paragraf kadar anlaşılmazım
Ne de bir öykünün düğümü kadar istifham dolu
Ne bir manzumenin bir satırıyım ben
Ne de neyi, varı ya da yoğu sorgulayanım
Hattım, genişledim belki
Belki kanıksadım yüzsüzleştim
Kendimle tanıştım,
Memnun oldum.

31 Mayıs 2013 Cuma


YUNUS GİBİ

Uzatın ellerinizi Yunus gibi
Bir kere “merhaba” diyene, siz de bin kere deyin
Susanlardan da kaçmayın ha, onlara da açın kucak
Yunus’un torunlarını da yakışan bu olacak.

Söylemek bile fuzuli gülme öyle
Bir ulu ne demiş:” Varsın tekrar olsun, iyiyi söyle”
Yunus da seslenmemiş mi bize şöyle:
  
                      Ben gelmedim kavga için
                        Benim işim sevi için
                        Dostun evi gönüllerdir
                        Gönüller yapmaya geldim.”

19 Mayıs 2013 Pazar


NİNE İŞTE!

Nine işte, tıpkı dedem gibi
Annem gibi babam gibi
Öğretmenim gibi
Sevgi dolu
Görür görmezliğe gelir
Duyar duymazlığa gelir
Bilir bilmezliğe gelir
Toyluğuma verir, affeder
Pişeceğimi bilir zamanla.

Nine işte
Kâh köftehor der
Kâh kerata,
Kuzucuğumu sık kullanır
Bir gülücüğüm için
Yapmayacağı şey yoktur.
Nine işte.

Dişleri inci gibi değil amma
Saçları kar gibi, pamuk gibi
Yeri gelir kalkan olur benim için
Yeri gelir sırtına alır at olur
Nine işte.

Nakış gibi işler beni
Bağ verir, bahçe verir,  bilgi verir
Elma verir,
Bin verir, bir istemez
Nine işte.

18 Mayıs 2013 Cumartesi

UKALA ÇOCUK

İyi düşün iyi olur, demişler
Hoşça kal dedim ben de
Gama kasavete boş verip
Gittiler mi diye sorarsanız

Sahi,
Gam neydi
Kasavet nerede?

2 Mayıs 2013 Perşembe


ÖĞRENDİM, İYİ OLDUM

Mobbing’miş başıma gelen
Duydum anladım rahatladım
Suçu kendimde bulmuş, ezilip büzülmüştüm
Bilinenden korkulmaz derlerdi
Gerçekleri görünce silkinip kendime geldim
Bir başka yürüdüm iş yerimde
Bir başka sarıldım işe, bir başka kelam ettim
Korku bilgisizlikten kaynaklanırmış
Bunu bir kez daha öğrendim.

1 Mayıs 2013 Çarşamba


REVANİLİ ŞİİR

Bir çivi benden
Bir çivi senden olursa
Düzeltilebilir belki demişsin benim için
Mersi desem kızarsın şimdi
Türkçesi varken, niye “mersi” ki dersin
Thamk  you desem “üf” çekersin
Çivileriniz hazırsa
Akşama kahvehanedeyim elimde revani olacak

DİZ DÖVÜLDÜ


Kızını dövmeyen dizini döver, dediler
Her fırsatta dövdük kızı
Dövmeyelim dizimizi diye…
Sopadan bıktı kız,
Terk etti bizi
Son pişmanlık fayda etmezmiş,
Dövdük dizimizi

27 Mart 2013 Çarşamba


            GINA İLE BEZENMEK

            Ey arkadaş dedi davudi sesli biri,
            Döndüm baktım; tanımadığım biri
            Bir kağıt parçası uzattı  gözüme sokarcasına sertçe : 
            -Buraya bir şiir yaz çabuk. İçinde de “halef” olsun.

            Battaldım, eğitimliydim hayat mektebinden de
            İnsana hürmetsizlik yazmazdı kitabımızda evlallah
            - Emrin olur, dedim
            Böyle bir insanla tartışmak belaya davetiye çıkartmak olurdu,
            O anda efelelenmenin anlamı da yoktu.

            Belli, değişik arayışlardan haz etmeyenlerdensin;
            Böyle de şiir şiir mi yazılır diyenlerdensin!

16 Şubat 2013 Cumartesi

GÜN BUGÜNKÜ GÜNDÜR

Macerasız bir öykü benimki
Göz açıp kapayıncaya kadar geçen
Anlasana!
An, bu an

11 Şubat 2013 Pazartesi


BU BİZİ AŞTI

Üç ile üçün çarpının altı olduğunu öğrendik
Adam bir şeyler yaptı
Topladı, çıkardı, 
Ağzı da laf yaptı mübareğin
Biz bu işi öylesine mi yapıyorduk ne
Donanımlı olan dedi: Dur
Bir şeyler sordu,
Anlar gibi olduk da
İçine giremedik
Girdik de izah edemedik
Tartıştık epeyce
Vallahi, susmak en güvenli yoldu o an
Sustuk,
Çıkarken salondan
Üç ile üçün çarpımının kaç olduğunu hala anlayamadık.

11 Ocak 2013 Cuma

           AYDEDE       
                                  
            Gecenin bir vaktinde,
            Gözleri, döktü defteri önüne
            Bir anlattı, bir anlattı, pir anlattı.

            Yüzünün kızarıp kızarmadığından
            Emin değilim amma
            Başı düştü önüne...
            Belki utandı garibim
            Belki,
            “ Bekâra eş boşamak kolaydır dostum!”
            Belki de,
            “ Şu dünyada akıl vermediğim zat kalmadı” dedi.

            Açıklık getirdi Aydede
            “Paslanmış kilitsin sen “dedi
            “Kilidin hasısın” da dedi
            “Dört yanında yağlar
            Üstelik hazır eden sensin”
            Göz ucuyla baktı ona
            Bunları kendi bilmiyor muydu,?
            Ya sabır çekti.

            Gecenin bir vaktinde
            Yıldızların tümü tepesinde
            Konuşan Aydede,
            Yakalamışken zavallıyı
            Formda da belli
            Hem  iğneliyor
            Hem  gaz veriyordu.

            “Sus” diyemedi
            Konuşursam susar belki dedi
            Ses tonu sert,
            “Dönmüyor kilit işte” dedi
            Uzattı kilidi ve ekledi:
            “İnanmıyorsan bir de sen bak,
            Pohpohlamakla olsaydı bu iş
            Gazın da pompanın da hassı bende
            Aklını kendine sakla Aydede!”

            “ Ne halin varsa gör de şuna ”dedi
             Yıldızlardan biri Aydede'ye
             Ve de  ekledi:
            “Ukalaymış da üstelik...”         
            Yukarıda söyledikleri ne ise de                                                                      
             Aşağıdaki,
            Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı” oldu biraz
            Arslan yatağından  bellidir...    
                                                                                        
            Gün kötü geçti onun için
            Aydede mi etkili oldu bunda
            Yıldızlar mı bilinmez
            Farkındayım ben demedi bakın
            Hani derler ya,
            Suç gelin olmuş,
            Sahiplenmemiş kimse...

            Ertesi gün,
            Bir kilide baktı o
            Bir de yağa
            Ertesi gün de öyle yaptı o
            Ertesi günde.

            Offff dememek olası değildi onun için,
            Tepesinde Aydede,
            Fark etmiyor gibi yazsa kaç yazar hani
            Gözleri üzerinde
            Kararlı da belli
            Atmazsa adım
            Başlamazsa bir yerlerden
            “İnsan yerine koyduk da seni
            Bir şeyler dedik “diyecek gibi
            Ve hep birlikte yıldızlar
            Saklandıkları yerlerden çıkıp
            El vurarak seslik oluşturacaklar
            Baskı kuracaklar, diyecekler Aydede’ye:
            “Ne hali varsa görsün, ne halin varsa görsün”

            Tıkla çıt arasında bir ses
            Aynı sesi telaffuz olanaksız
            Çalışan anahtar ne güzel de açıyor kilidi
            Her kilitlenişinde
            En küçüğün elinde bahsettiğim kilit
            Ve söz meclisten dışarı
            Izbandut gibi biri
            Kan ter içinde üstelik elinde de bir kilit,
            Anahtarı içinde,
            İçinde de, dönmüyor ki dönmüyor
            Anahtar paslı değil, paslı olan kilit
            Belli ki paslanmış iyice...
            Aydede’nin bir gözü orada
            Bir gözü üstünde
            Korkarım patlayıp haykıracak şimdi:
            Kımıldasana,
            Sözümü havada bırakarak onurumu kırmasana.
                                                                                 
            Derken, bir alkış koptu birden
            Mini mini bir yıldız
            Alkışladı, coşkulu gibi geldi ona
            Alaya mı aldı bilmem
            Elimi yüzümü yıkadığını görmüş
            Hem saf hem deneyimsiz
            Mana çıkartmış
            Sabırla koruk helva olur deyip
            Sıvayacak kolları sanmış
            Başlarsam bitireceğine yürekten inanmış,
            Bir anlattı bir anlattı Aydede’ye
            Kımıldattın onu, dedi gerisi gelecek
            Aydede de gülümsedi,
            Dedi, ölü toprağını atsa üzerinden bir
            Akşam olunca,
            Oldu olmadıyı geçip
            Bir şeyler yaptım dese
            O yıldız, yıldızı olacak
            Elimden tutmaya karar verdi,
            Koştu geldi kondu avucuma dese bu yeter,
            Yürüyecek de işte
            Paslanmış iyice
            Ümidini yitirenler,
            Bırakın ne hali varsa görsün demiş,
            Yaşam bu işte,
            Ümit bu işte;
            Bu kez olacak
            Binin bin biri var...

            Sözün özü,
            Yürüdüğün düz yolda bile patlayabilir
            Lastik bir gün,

            Duyan da, tövbe yarabbi...